SBS TÜRKÇE SORULARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SBS TÜRKÇE SORULARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Haziran 2012 Çarşamba

FİİLLER (EYLEMLER) ÖZGÜN KONU ANLATIMI


FİİLLER (EYLEMLER)
 
Varlıkların yaptığı işleri, hareketleri, varlıklarla ilgili oluşları ya da

varlığın içinde bulunduğu durumu belirten, kip ve kişi eklerini aynı zamanda mastar eklerinin (-mak, -mek) alabilen kelimelerdir.

Cümlede kip ve kişi eklerini alarak yüklem olur.
Aynı zamanda fiilimsi eklerini alarak da isim, sıfat ve zarf olarak kullanılabilirler.
 
Fiiller, anlam özelliklerine göre üçe ayrılır:

1-İş fiilleri: Bir varlığın yaptığı işi, hareketi nesne alarak belirten fiillerdir. Ne, neyi, kimi sorularına cevap veren fiillerdir. Ayrıca başına "onu" kelimesini kabul eden fiillerdir de denilebilir.
Örnek: Bu kitabı bir günde
okudum.

2- Oluş fiilleri :
Bu fiiller öznenin iradesi dışında gelişir ve belli bir süre içerisinde devam eder.Zamanla yeni görünüm ortaya çıkar.Nesne almaz ve neyi,kimi sorularına cevap vermez.
Örnek: Bu sonbaharda ağaçların yaprakları yine sarardı.

3- Durum fiilleri
: Varlıkların içinde bulunduğu durumu belirten fiillerdir.Nesne almaz. Başlamaları ile bitmeleri farklı eylemleri gerektirir.
Örnek: Çocuk beşiğinde mışıl mışıl uyuyor.

31 Mayıs 2012 Perşembe

ZARFLAR (BELİRTEÇLER) ÖZGÜN KONU ANLATIMI - 2


Eylemlerin, sıfatların veya görevce kendisine benzeyen sözcüklerin (zarfların)
miktarını, derecesini, ölçüsünü belirtirler. Miktarlarını kısar, sınırlar, arttırır.  Eyleme, sıfata veya zarfa sorulan “ne kadar” sorusunun yanıtıdır.
 
*Bu sınava daha çok çalışmalısınız.
*Koşmayı çok seviyorum.
*Biraz daha sabret.
*İki metre kadar atladı.

Sıfatlarda sıfatın önüne gelerek sıfatın azlık-çokluğunu, derecesini belirtir.


*Tüy kadar hafif çocuk. (eşitlik)
*Çok güzel insan. (aşırılık)
*Pek güzel insan. (aşırılık)
*Daha çok, pek çok güzel insan. (aşırılık)
*En sevimli hayvan. (en üstünlük)

4.YER-YÖN ZARFLARI:


Eylemin yerini yönünü belirtirler.Genelde kullanılanlar: “yukarı, aşağı, ileri, geri, içeri, dışarı, öte, beri…”
Fiile ya da fiilimsiye sorulan "ne yöne, nereye" sorularının cevabıdır.

 *Bir anda ileri atıldı.
*Öte git.
*İçeri buyurun.
*Geri çekilin.

Yer-Yön bildiren zarflar ismin hâl eklerini veya herhangi bir çekim ekini almaz.Bu eklerden birini aldığı takdirde ya başka bir zarf çeşidi olur ya da isimleşir.

* Bu konuyu ileride konuşuruz. ( Yer-Yön zarfı olan "ileri" kelimesi hâl eki alarak zaman zarfı olmuştur.)
* Dışarıda bir gütrültü hasıl oldu. ( Burada ise yer-yön zarfı olan "dışarı" kelimesi hâl eki alarak isme dönüşmüştür.)


5.SORU ZARFLARI:


Eylemleri soru yoluyla belirten ve gördüğümüz diğer zarfları buldurmaya yarayan sözcüklerdir.Soru eyleme sorulur.

*Ben bu durumda ne yapabilirim?
*Buraya nasıl gelebildin?
*Niçin büyüklerini dinlemiyorsun?
*Bu yazıyı ne biçim yazmışsın?
*Babanlar ne zaman geri dönecek?

24 Mayıs 2012 Perşembe

8. SINIF SEVİYE BELİRLEME SINAVI (SBS) NE ZAMAN?

Bu yıl son kez yapılacak olan Seviye Belirleme Sınavı (SBS), 9 Haziran Cumartesi günü yapılacak.
Bu yılki sınava 6. ve 7. sınıflar girmeyecek. 
Sınav sadece 8. sınıf öğrencilerine yönelik olarak uygulanacak.

10 Nisan 2012 Salı

ANLATIM BOZUKLUĞU ÖZGÜN KONU ANLATIMI-1

ANLATIM BOZUKLUĞU ÖZGÜN KONU ANLATIMI-1



Anlatım bozukluğu iki kısımda incelenir:

1-Anlama Dayalı Anlatım Bozukluğu:
 A) Yanlış Anlamda Kullanılan Sözcükler:



Dilimizde bazı sözcükler arasında küçük anlam farkları vardır. Bu anlam farklarına dikkat etmemek anlatım bozukluğuna neden olur.

Örnek:  "ücret" ve "fiyat" kelimeleri genel anlam itibari ile eder, paha anlamına gelir. Ama "ücret" kelimesi, bir hizmet karşılığı ödenen parayı anlatırken; "fiyat" kelimesi, bir nesne karşılığı ödenen parayı ifade eder. Bu iki kelime arasındaki anlam farına dikkat etmemk anlatım bozukluğuna neden olur.

* Belediye, otobüs fiyatlarına zam yaptı. 

Bu cümle hatalıdır. Çünkü fiyat kelimesi nesne karşılığı ödenen/ödenecek para olduğundan; belediye, sanki otobüs satıyomuş gibi anlaşılır. Oysa burada kast edilen yol parasıdır. Yani "fiyat" kelimesi değil, "ücret" kelimesi cümleye gelmelidir.

Bu kelimelerin yanı sıra "azımsamak - küçümsemek","büyümek -uzamak", "olanak-olasılık" gibi kelimelerde de karıştırmalar yaşanabilir. 
B) Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması:
Cümlelerimizde kullanacağımız kelimelerin anlamları kadar, o kelimenin cümle içerisindeki yeri de önemlidir. Yerli yerinde kullanılmayan bir kelime anlatım bozukluğuna neden olur. Böyle bir anlatım bozukluğu, zarf olacak olan kelimenin sıfat olarak kullanılmasıyla ortaya çıkar.
* Yeni eve gelmiştim ki telefon çaldı.

Yukarıdaki cümlede "yeni" kelimesi sıfat olarak kullanılmış. Ancak evin yeniliği değil, kişinin eve henüz gelmiş olduğu anlatılıyor. O zaman "yeni" kelimesinin yeri değiştirilecek demektir. Cümle şu hale getirilirse doğru olacaktır:
* Eve yeni gelmiştim ki telefon çaldı.

Bir başka örnek:

* İzinsiz müdürün odasına girmek yasaktır. (Yanlış)
* Müdürün odasına izinsiz girmek yasaktır. (Doğru)

SÖZCÜKTE ANLAM KONU ANLATIMI - 1

SÖZCÜKTE (KELİMEDE) ANLAM ÖZGÜN KONU ANLATIMI - 1

SÖZCÜK (KELİME)
: Hecelerden oluşan anlamlı ya da anlamsız dil birliği. Kelimeler, tek başılarına kullanıldığında anlamsız da olabilir. Örneğin edatlar, tek başlarına bir anlama sahip değilken, cümle içerisinde görev ve anlam kazanır.

SÖZCÜKLERİN ANLAM ÖZELLİKLERİ

    A. TEMEL ANLAM
 Bir kelimeyi okuduğumuzda ya da duyduğumuzda aklımıza gelen ilk anlam, o kelimenin temel anlamıdır. Bir başka tanımla; bir kelimenin sözlükteki ilk anlamına temel anlam denir.

   Örnek: Eşime güzel bir etek aldım.
 Yukarıdaki örnekte "etek" kelimesi bir kadın giysisi olarak verilmiştir. Bu yüzden temel anlamda kullanılmıştır.

B. YAN ANLAM
 Bir kelimenin gerçek anlamından çok uzaklaşmadan kazandığı yeni anlama yan anlam denir.

Örnek: Dağların etekleri baharla birlikte yeşermeye başladı.
Bu cümledeki etek kelimesi ise kadın elbisesi anlamında değil; dağların yamaçları anlamında kullanılmıştır.

C. MECAZ ANLAM
Bir kelimenin gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yepyeni anlama mecaz anlam denir.

Örnek: Etekleri zil çalıyordu.
Bu cümledeki etek kelimesi ise deyimleşmiş ve soyut bir dyrymu karşılamıştır.