18 Aralık 2012 Salı

BAKÎ'NİN GAZELİ ÜZERİNE - GAZELDEKİ MAZMUNLAR

Bakî, Dîvân Edebiyâtı'nın en önde gelen şairlerinden biridir. 
 GAZEL
Nȃm u nişȃne kalmadı fasl-ı bahȃrdan
Düşdi çemende berg-i dıraht i’tibȃrdan

Eşcȃr-ı bȃğ hırka-i tecrȋde girdiler
Bȃd-ı hazȃn çemende el aldı çenȃrdan

Her yanadan ayagına altın akup gelür
Eşcȃr-ı bȃğ himmet umar cuybardan.

Sahn-ı çemende turma salınsun sabȃyile
Ȃzȃdedür nihȃl bu gün berg ü bȃrdan

Bȃki çemende haylȋ perȋşȃn imiş varak
Benzer ki bir şikȃyeti var rüzgȃrdan.
                                                      BAKİ
İlk önce Dîvân Edebiyâtı'nda bolca kullanılan mazmun terimine değinmek istiyorum.Bazı sözlüklerde mazmun sözcüğü için şu tanımlar yapılmaktadır:
1-Divan edebiyatında kimi kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan kalıplaşmış nükteli ve sanatlı söz.
2-Nükteli, san'atlı, ince söz. 
3-İnce anlamlı söz. 
İşte sözlüklerde kelimenin anlamı aşağı yukarı budur.

Şimdi Bakî'nin gazelinin 3. beytine bakarsak:
Her yanadan ayagına altın akup gelür
Eşcȃr-ı bȃğ himmet umar cuybardan.

Bu beytin anlamı şudur:Bahçedeki ağaçlar, ırmaktan yardım ummaktadır ve her taraftan ırmağın ayağına altın (sararan yapraklar) akıp gelir.

Bu beyitte şair, Osmalı Devleti'ni mazmunlaştırarak anlatmış,Osmanlı Devleti'nin vergiye bağladığı yerler anlatılmış.Oraların Osmanlılar'dan yardım,iyilik (himmet) beklediklerini anlatmış.Ayrıca " Her yanadan ayagına altın akup gelür." derken de bu yerlerin gönderdiği vergiler kastedilmiş olabilir.

Bakî büyük bir şair olduğunu, bunun gibi, daha birçok mazmunda göstermiştir.

 

H.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder