9 Aralık 2010 Perşembe

"TOCCA"LAŞMAK...


photo
İletişim çağında yaşıyoruz. Her saniye bir iletişim içindeyiz desek çok da abartmış olmayız aslında. Türlü türlü şekillerde iletişim kuruyoruz dış çevreyle hatta kendimizle. Sözlü iletişim, sözsüz iletişim, vs. vs. Beden dilimiz de bize sözsüz iletişim kurmamızda oldukça yardımcı oluyor.
Herkesin kendisini bir ifade ediş biçimi var. Yakın çevremizdeki sevdiklerimizi sarılmak, öpmek istiyoruz ama bunun dışında resmi olduğumuz insanlarla temas kurmak için genelde tokalaşıyoruz. El sıkışmak resmiyetle samimiyet arasındaki ince çizgide temas kurmak için iyi bir aracı rolü üstleniyor. Anladığınız üzere bugünkü konumuz tokalaşmak / el sıkışmak. Neden el sıkışırızın cevaplarını arayacağız hep birlikte...



Ufak bir google turundan sonra bilirkişi hep bir ağızdan şu noktada odaklaşmış:
Tokalaşmanın çağlar öncesine dayandığını, fi tarihinde eli silah tutan erkeklerin ellerinde silah olmadığını karşı tarafa göstermek için silah tutan sağ ellerini karşı tarafa uzattıklarını, buna karşılık diğerinin de aynı hareketi yaptığını, ani bir silah çekme olayını önlemek içinde birbirine boş bir şekilde uzanmış bu ellerin birbiriyle sıkı sıkıya tutuşması sonucu tokalaşmanın temellerinin atılmış olması. Mesaj: Silahsızım ve dostum. Bu haberin kaynağını bulamadım, herkes birbirinden yayınlamış sanırım. (: Doğruluğunu denetleyemedim o yüzden ama mantıklı geldi bana ilk etapta. 
Araştırmamı google'ın derinliklerine inip genişlettikçe şu hadis-i şerifle karşılaştım:
"Selamlaştığı insana sağ elini uzatmak, işaret ve baş parmağı arasındaki boşluğu karşıdaki insanın aynı yerine temas ettirmek. Çünkü bu yerlerde muhabbet damarları vardır. "
Bu hadis-i şerifinde kaynağını bulamadım, salih hadis mi bilemedim ama burada bahsedilen durum bizim bildiğimiz anlamda el sıkışmanın ta kendisi değil mi? Yoksa ben mi yanılıyorum onu da bilemedim.
İslam dininin selamlaşmaya ne kadar çok önem verdiğini bilmeyenimiz yoktur. Müslüman kardeşler arasında bir bağ kurmanın ilk adımı belki de. Müslümanların  hiç tanımadığı, bilmediği ırktan, dilden, ülkeden bir müslüman kardeşleriyle bile sadece "Selamun aleyküm" diyerek iletişim kurabildikleri, yüzlerinde tebessüm oluşturabildikleri, görülmeyen bir bağ, karşılıklı duygu alış-verişi yaşanmasına sebebiyet verdikleri şüphesiz. Dolayısıyla eğer bu salih bir hadis ise gerçekten bu noktalarda muhabbet damarları var ise tokalaşmak bir mana kazanmaya başlıyor.
Bugün beden dilinde de el sıkışmak önemli bir konu. Sadece kişinin tokalaşma şekline bakarak bile kişilik analizleri yapılabilmekte.
Karşı cinsle tokalaşma konusunun caiz olup olmadığı ise hala gereksiz bir şekilde tartışıla dursun (ki gayet açık aslında islamın bakış açısı ilgili konuya yorum yapmak, nedenlerini aramak bana düşmez) hemcinslerimle de tokalaşmam ben.  Zaten solağım hemcinslerim dahi ellerini uzattıklarında ben gayri ihtiyari sol ile karşılık verince ufak bi karışıklık oluyor sonra gülümsemeler falan el sıkışmaktan kurtuluyorum (: , e!hijyen zaten başlı başına bir sorun. İnsanın her an elini yıkama lüksü olmuyor ki... Yok yok hiç bana göre değil, ben gulyabaniliğimle başbaşa mutluyum. ((:
Tüm bunları araştırırken el sıkışmak neyse de neden tokalaşmak denmiş adına diye merak ettim tabi. (: Yılmadım onu da araştırdım. İtalyancada "tocco" dokunma demek. Tokalaşmak kelimesi bize de "tocco" dan türemiş yani. (: Tasvip etmesem de kadeh tokuşturmakta yine bu kelimeden türemiş. :pMadem öyle bildiğimiz tokayla tokalaşmanın bir bağlantısı var mı diye de merak ettim. Mantıken toka saçlarımızı birleştiriyor, tutuyor, tokalaşırken de ellerimiz birbirini tutuyor dedim bi araştırdım. Toka 1700lerin başında İtalyan Tony Tocca tarafından bulunmuş, Tony karısının keçe gibi uzun kıvırcık saçlarından rahatsız olmakta ve bu konuda bir şeyler yapmak istemektedir. Bundan yola çıkan Tocca tokayı icat etmiş ve adını tocca koymuştur. (kaynak)  Aralarında direkt bağ yok görmüş olduğunuz gibi (: Ama gereksiz bilgiler stoğunuza bir yenisini eklemiş oldum bu sayede.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder